Avrupa Birliği’nin Çinli otomobil markalarına uyguladığı yüksek gümrük vergileri, amaçlanan sonuçların tam tersini ortaya çıkardı. Elektrikli araçlara getirilen ek ücretlerin, Çinli markaları Avrupa’da üretime zorlayacağı düşünülüyordu. Ancak Çinli üreticiler, politikadaki boşlukları hızlıca fark ederek strateji değiştirdi. En dikkat çeken gelişme ise elektrikli araçlardan hibrit ve benzinli modellere yapılan büyük geçiş oldu. Bu dönüşüm, Avrupa pazarındaki dengeleri kısa sürede yeniden şekillendirdi.
2025 yılı sonunda Avrupa genelinde satılan Çin üretimi araçların 700 bin adedi geçmesi bekleniyor. Bu rakam, geçen yılki 408 bin seviyesine kıyasla ciddi bir artış anlamına geliyor. Üstelik bu yükseliş, elektrikli araçlara uygulanan ek vergilere rağmen gerçekleşiyor.
Çinli Markalar Boşluğu Görüp Stratejilerini Yeniden Kurguladı
Avrupa Birliği, ek gümrük vergileriyle elektrikli araç ithalatını azaltmayı hedefledi. Fakat uygulama yalnızca elektrikli ve menzili artırılmış modelleri kapsayınca durum farklı bir noktaya evrildi. Hibrit ve benzinli otomobiller hâlâ yalnızca yüzde 10’luk temel gümrük vergisine tabi.
Bu durum Çinli üreticiler için büyük bir avantaj yarattı. Elektrikli araçlar maliyet açısından dezavantajlı hale gelirken, hibrit ve benzinli modeller Avrupa pazarına daha uygun hâle geldi. Çinli üreticiler de sevkiyatlarını bu modellere kaydırarak satışlarını artırdı.
Çin’de otomobil üretim maliyetlerinin Avrupa’ya kıyasla yaklaşık yüzde 30 daha düşük olması, üretimi Avrupa’ya taşımayı ekonomik açıdan anlamsız hale getiriyor. Bu nedenle Çinli markalar için araçları Çin’de üretip Avrupa’ya göndermek hâlâ daha kazançlı bir yöntem.
Elektrikli Araçların Payı Düştü, Hibrit Modeller Öne Çıktı
2024’ün ilk on ayında Avrupa’ya gelen Çin üretimi araçların yüzde 44’ü elektrikliydi. Ancak 2025’te bu oran yüzde 34’e kadar geriledi. Elektrikli araçlara getirilen yüksek vergiler talebi azaltırken, hibrit modeller ön plana çıktı.
Çinli markalar bu değişimi hızlıca değerlendirerek hibrit ve benzinli araçların Avrupa’ya sevkini ciddi şekilde artırdı. Böylece elektrikli araçlarda uygulanan ek maliyetlerden kaçınarak rekabet avantajını korudular.
Bu tabloya bakıldığında Avrupa Birliği’nin yalnızca belirli bir teknolojiyi hedef alan vergi politikası, Çinli üreticiler tarafından kolaylıkla aşılmış görünüyor.

Üretim Sınırlı Kaldı: Büyük Yatırımlar Hâlâ Beklemede
Avrupa Birliği’nin bir diğer hedefi, Çinli markaları Avrupa’da üretim tesisi kurmaya yönlendirmekti. Ancak bu beklentinin karşılığı oldukça sınırlı kaldı. 2025 yılı boyunca Avrupa’da üretilecek Çinli araç sayısının 20 bin adedi bile aşmayacağı tahmin ediliyor.
Bu tabloya yalnızca BYD’nin Macaristan’da kurduğu yeni tesis önemli bir istisna oluşturuyor. Tesisin yıllık 150 bin adetlik kapasiteye ulaşması hedefleniyor. Bunun dışında birçok markanın Avrupa’ya üretim yatırımı planı bulunsa da bunlar büyük ölçüde kâğıt üzerindeki projeler olarak duruyor.
Yine de bazı markalar üretim adımı atmış durumda:
• Leapmotor, B10 modelini İspanya’da üretmek için hazırlık yapıyor.
• GWM, 2029’a kadar Avrupa’da yıllık 300 bin adet üretim hedefi koydu.
• Dongfeng ve Hongqi, üretim için uygun bölgeleri değerlendirme sürecinde.
• Chery, Xpeng ve GAC ise bazı modeller için sınırlı sayıda montaj hattı işletiyor.
Tüm bu örneklere rağmen, Çinli markalar için Avrupa’da büyük ölçekli yatırıma girişmek hâlâ düşük bir ihtimal olarak görünüyor. Çin’de üretim maliyetlerinin avantajı, bu kararları ertelemelerine yol açıyor.
Avrupa Pazarını Koruma Hamlesi İşe Yaramadı
Avrupa Birliği, elektrikli araç pazarını korumak ve yerli üreticilerin rekabet gücünü artırmak istemişti. Ancak getirilen ek vergiler, beklenenin aksine Çinli markaların satışlarını artırdı. Elektrikli araçlardaki maliyet yükselişi, Çinli üreticileri hibrit ve benzinli modellere yönlendirdi ve bu strateji başarıya ulaştı.
Avrupa Birliği, yalnızca elektrikli araç teknolojisini hedef alınca, Çinli üreticiler pazara farklı kapılardan girmeyi başardı. Hibrit modeller hem daha düşük vergiler sayesinde daha avantajlı hale geldi hem de Çinli markaların Avrupa’daki toplam satışlarını ciddi biçimde artırdı.
Önümüzdeki dönemde Avrupa’nın bu politikayı yeniden ele alması bekleniyor. Çünkü mevcut durum, Çinli üreticilere daha fazla alan açan bir sonuç ortaya koyuyor.









