Otomotiv sektöründe sürdürülebilir malzeme arayışları hız kazanırken, Hyundai dikkat çeken bir adım attı. Marka, Uncaged Innovations adlı girişimle iş birliği yaparak bitki bazlı yeni bir suni deri geliştirme çalışmalarına başladı. Bu malzeme, yalnızca görünümde değil, dokunma ve koku açısından da gerçek deriye çok yakın özellikler sunuyor.
Otomobil üreticileri uzun süredir SofTex, SensaTec, MB-Tex ve benzeri isimlerle anılan suni deri kaplamalar kullanıyor. Ancak bu ürünlerin büyük bölümü petrol türevli plastiklerden üretiliyor. Uncaged’in geliştirdiği yeni nesil malzeme ise bu noktada ayrışıyor. Bu yenilikçi ürün, buğday, soya ve mısır proteinlerinden üretiliyor ve hayvan derisinin lifli yapısını taklit ediyor.
Bitki bazlı bu malzemenin en dikkat çekici yönü çevresel etkisi. Gerçek deri üretimine kıyasla yüzde 95 daha düşük karbon ayak izine sahip olduğu belirtiliyor. Bu fark, otomotiv endüstrisinin karbon nötr hedeflerine ulaşması için önemli bir katkı anlamına geliyor. Hyundai’nin inovasyon odaklı Cradle birimi, bu malzemeyi otomotiv kullanımına uygun hale getirmek için dayanıklılık testleri yürütüyor.
Dayanıklılık, otomotiv sektöründe en kritik konu. Çünkü araç içi malzemeler, çanta ya da ayakkabı gibi ürünlerden çok daha yoğun kullanıma maruz kalıyor. Uncaged CEO’su Stephanie Downs’un açıklamasına göre, özellikle ısıya karşı dayanıklılık en büyük testlerden biri. Şirketin ilk deneylerinde malzeme 85°C sıcaklığa 500 saat dayanmayı başardı. Hedef ise 95°C’de aynı performansı gösterebilmek.

Yeni malzemenin bir diğer avantajı ise üretim süreci. Gerçek deri, kusurlar nedeniyle çoğu zaman büyük oranda ziyan oluyor. Ayrıca bir aracın iç mekânını kaplamak için 2 ila 14 hayvan derisi kullanılabiliyor. Uncaged’in ürünü ise levha şeklinde üretildiği için tutarlılık sağlıyor ve atık oranı minimuma iniyor. Bu da maliyetleri düşürüyor. Şirketin küçük ölçekli üretimlerinde fiyat, metrekare başına 10 doların altında seyrediyor. Bu rakam, geleneksel deriyle kıyaslandığında oldukça avantajlı.
Otomobil üreticilerinin ilgisini artıran bir diğer unsur da kişiselleştirme imkânı. Downs’un ifadelerine göre, markalar artık yalnızca dayanıklılık değil, aynı zamanda “özel koku profilleri” de talep ediyor. Yani yakın gelecekte otomobil üreticileri, kendi marka kimliklerine uygun imza kokulara sahip döşemeler sunabilir.
Hyundai’nin yanında Jaguar Land Rover da bu malzemenin potansiyeline ilgi göstermiş durumda. Bu da bitki bazlı derinin sadece bir niş ürün değil, premium segmentte de yer bulabileceğini gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler, otomotiv sektöründe deri kullanımını kökten değiştirebilecek bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Bitki bazlı deri, hem çevresel hem de ekonomik avantajlarıyla öne çıkarken, tüketicilere de daha sürdürülebilir bir iç mekân deneyimi sunacak.









