El Yapımı Klasik Otomobiller Sanat Eseri Gibi Üretiliyor

el yapımı klasik otomobiller

Endonezya’nın Bali adasında faaliyet gösteren Tuxedo Garage, klasik otomobilleri tamamen el işçiliğiyle yeniden üreterek dünyada eşi benzeri olmayan bir işe imza atıyor. Mimar kökenli Puji tarafından kurulan atölye, her biri baştan sona elle şekillendirilmiş araçlar üretiyor. Bu otomobiller arasında Porsche 550 Spyder, Toyota 2000GT, Aston Martin DB5, Mercedes 300 SL Gullwing ve BMW 507 gibi ikonik modeller bulunuyor. Üstelik bu araçların üretim süreci o kadar zahmetli ki, Tuxedo yılda sadece beş araç tamamlayabiliyor.

Tuxedo Garage’ın doğuş hikayesi, klasik otomobil tutkusuyla başlıyor. Endonezya’da eski araçların ithalatı yasak olduğu için, Puji hayalini gerçekleştirmek adına kendi otomobilini sıfırdan inşa etmeye karar veriyor. Bu süreçte internette bulduğu çizim ve fotoğrafları referans alarak, orijinal ölçülerine sadık kalınan modelleri tasarlıyor. Atölyede çalışan ustalar, metal levhaları çekiçle şekillendirip, alüminyum gövdeleri kaynakla birleştiriyor. Bu zahmetli süreç, günümüzde otomotiv endüstrisinde neredeyse tamamen kaybolmuş geleneksel bir üretim anlayışını yaşatıyor.

 

el yapımı klasik otomobiller

Puji ve ekibi yalnızca karoser değil, direksiyon, jant, kapı kolları ve gösterge paneli gibi binlerce küçük parçayı da elde üretiyor. Çünkü çoğu klasik otomobilin orijinal parçalarına ulaşmak imkânsız hale gelmiş durumda. Her bir araç yaklaşık 10.000 parçadan oluşuyor ve bu parçaların her biri ustaların elinden çıkıyor. Bazı parçalar için üç aya varan üretim süreleri gerekiyor. Bu detaylar, Tuxedo’nun gerçekten “tamamen el yapımı” ifadesini hak eden sayılı atölyelerden biri olduğunu kanıtlıyor.

Üretilen araçlar, genellikle donör otomobillerin altyapısını kullanıyor. Örneğin Toyota 2000GT modeli, Toyota Crown motoru ve şasisi üzerine inşa ediliyor. Mercedes 300SL ise W124 motor bloğuna sahip. Böylece hem mekanik uyumluluk sağlanıyor hem de yasal olarak bu araçlar “donör otomobil” üzerinden tescil edilebiliyor. Bu sayede Endonezya yollarında klasik görünümlü, ancak teknik olarak modernize edilmiş araçlar yasal olarak kullanılabiliyor.

Tuxedo Garage yalnızca geçmişi yeniden üretmiyor, aynı zamanda geleceğe de yatırım yapıyor. Şirketin geliştirdiği “First Lady” adlı proje, tamamen özgün tasarıma sahip ilk yerli otomobil olacak. Aracın alüminyum gövdesi el işçiliğiyle oluşturulurken, iç mekanda klasik çizgiler modern tasarım anlayışıyla harmanlanıyor. Hedef, markanın ilk kez kendi VIN numarasına sahip, tamamen özgün bir modeli üretmesi. Böylece Tuxedo sadece replika araçlar üreten bir atölye değil, kendi markasını yaratan bir üretici konumuna geçecek.

 

el yapımı klasik otomobiller

Atölye, bugüne kadar yaklaşık 20 araç teslim etmiş durumda. Ortalama fiyatlar modeline göre değişse de, bir Porsche 356 yaklaşık 200.000 dolar, bir Mercedes 300SL ise 300.000 dolar civarında. Bu rakamlar kulağa yüksek gelse de, aynı modellerin orijinalleri milyonlarca dolar değerinde. Üstelik her araç, yaklaşık 12 ay süren el işçiliğiyle üretiliyor ve tamamen kişiye özel tasarlanıyor. Müşteriler, döşeme malzemesinden gövde rengine kadar tüm detaylarda söz sahibi olabiliyor.

Tuxedo Garage’ın başarısının ardında yalnızca teknik beceri değil, aynı zamanda kültürel bir zemin de yatıyor. Bali’nin el sanatlarına dayalı güçlü geleneği, otomobil üretiminde de kendini gösteriyor. Ahşap oymacılığı ve mücevher işçiliğiyle ünlü bölgede yetişen ustalar, bu el becerilerini otomotiv sanatına aktarıyor. Atölyede çalışanların çoğu 20’li yaşlarda ve ilk kez burada otomobil üretimiyle tanışmış kişilerden oluşuyor. Puji, onları tek tek yetiştirerek klasik otomobil yapımında uzmanlaştırıyor. Hata yapmanın öğrenme sürecinin bir parçası olarak kabul edildiği bu sistem, aynı zamanda sabır ve sanat anlayışının birleştiği bir kültürü yansıtıyor.

Bugün Tuxedo Garage, sadece otomobil üretmekle kalmıyor; aynı zamanda Bali’yi klasik araç restorasyonu ve el yapımı üretim konusunda dünya çapında bilinen bir merkez haline getiriyor. Her aracıyla hem sanat hem mühendislik dengesini yakalayan bu küçük atölye, modern çağda el emeğinin hâlâ ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Puji’nin de dediği gibi, “İyi kalite her zaman iyidir, nerede üretildiği fark etmez.”