BYD’nin Avrupa’daki hızlı yükselişi son dönemin en dikkat çekici otomotiv gelişmelerinden biri haline gelirken, Amerikan üreticisi Tesla’nın satışlarının sert şekilde düşmesi kıtanın elektrikli araç pazarındaki dengeleri yeniden şekillendiriyor. Avrupa genelinde Çinli markaların toplam payı her geçen ay artarken, bölgedeki rekabet artık sadece geleneksel üreticilerle değil, güçlü bir şekilde büyüyen yeni oyuncularla da belirleniyor.
Çin merkezli markaların Avrupa otomotiv pazarındaki görünürlüğü son yıllarda hızla arttı. Ekim döneminde Avrupa Birliği ülkeleri, Birleşik Krallık ve EFTA bölgesinde (İzlanda, Liechtenstein, Norveç ve İsviçre) Çinli üreticilere ait yaklaşık 75 bin araç satıldı. Bu sonuç, Çinli markaların artık sadece niş birer alternatif olmaktan çıktığını ve bölge tüketicileri tarafından yoğun şekilde tercih edilmeye başladığını gösteriyor. Çinli üreticilerin ekim ayındaki toplam pazar payı yüzde 6,8 seviyesine ulaşarak önemli bir eşik daha geride bırakıldı.
Bu yükselişin en güçlü temsilcilerinden biri SAIC oldu. Markanın satışları geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık 6 bin adet artarak 23 bin 860 seviyesine ulaştı. Ocak–Ekim dönemine bakıldığında ise SAIC satışlarını yüzde 26’dan fazla artırarak 250 bin adedin üzerine çıkardı. Bu performans, markanın Avrupa’daki uzun vadeli stratejisinin karşılık bulduğunu ortaya koyuyor.
Bir diğer Çinli üretici BYD ise Avrupa’da dikkat çekici bir başarı grafiği çiziyor. Markanın ekim ayı satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 206 artışla 17 bin 470 adede ulaştı. Böylece BYD, Tesla’nın aynı dönemde gerçekleştirdiği 6 bin 964 adetlik satışın neredeyse üç katına erişmiş oldu. Yılın ilk on ayındaki tablo da benzer şekilde güçlü bir büyümeye işaret ediyor. BYD, Ocak–Ekim döneminde satışlarını yüzde 285 artırarak 138 bin adede çıkardı. Bu büyüme hızıyla marka, Avrupa elektrikli araç pazarının geleceğinde söz sahibi olacağını şimdiden kanıtlıyor.
Tesla cephesinde ise durum pek parlak değil. Şirketin ekim ayı satışları geçen yıl aynı dönemdeki 13 bin 519 adetten 6 bin 964 adede gerileyerek yüzde 48’den fazla düşüş kaydetti. Bu gerileme Tesla’yı, satışlarında yüzde 26’lık düşüş yaşayan Porsche’nin bile gerisine itti. Yılın ilk on ayında Tesla’nın toplam Avrupa satışları yaklaşık 180 bin adet seviyesinde gerçekleşirken, bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29’a yakın bir düşüş anlamına geliyor. Tesla’nın Avrupa pazarındaki bu ivme kaybı, rekabetin artık çok daha çetin bir seviyeye taşındığını gösteriyor.
Çinli markaların Avrupa’da sattığı yeni araçların yüzde 36’sını elektrikli modeller oluştururken, bu grupta BYD Dolphin öne çıkan model oldu. Avrupa genelinde elektrikli araç satışları da ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38’e yakın artış gösterdi. Avrupa Birliği’nde yılın ilk on ayında toplam 1 milyon 473 bin elektrikli otomobil tescil edildi. Bu büyümenin önemli kısmı Almanya, Belçika, Hollanda ve Fransa gibi lider pazarlardan geldi.
Avrupa’da hibrit otomobiller ise pazarın en güçlü bölümünü oluşturmaya devam ediyor. Ocak–Ekim döneminde hibrit satışları yüzde 34’ün üzerinde pazar payına ulaştı. Toplam hibrit satışları 3 milyon adedin üzerine çıkarken, İspanya ve Fransa gibi ülkeler bu segmentte güçlü bir artış gösterdi. Plug-in hibrit modeller de talep görüyor. Avrupa’da yılın ilk on ayında plug-in hibrit satışları yüzde 43 büyüyerek 819 bin adede ulaştı.
İçten yanmalı araçlarda ise gerileme sürüyor. Benzinli otomobillerin pazar payı yüzde 27 seviyesine inerken, dizel araçlar yüzde 9’un altında kaldı. Böylece Avrupa genelinde elektrikli ve hibrit çözümlere yönelim ivme kazanmış oldu. Bu trend, Türkiye dahil birçok ülkenin yakından takip ettiği Avrupa otomotiv pazarının dönüşümünü net şekilde ortaya koyuyor. Avrupa’daki bu eğilimler Türkiye’deki tüketici beklentilerine de yansırken, yeni model lansmanları, donanım tercihleri ve sıfır araba fiyatları gibi konular daha fazla ilgi görüyor.
BYD’nin Avrupa’daki yükselişi ile Tesla’nın düşen satışları arasındaki fark giderek açılırken, Çinli üreticilerin kıta genelinde uzun vadeli bir güç merkezi olma ihtimali oldukça yüksek görünüyor. Avrupa’nın elektrikli araç dönüşümünde yeni bir döneme girilirken, tüketicilerin tercihleri de hızlı şekilde değişmeye devam ediyor.
